‘Isadora’ (1970) (Black / Delanoe / Jarre).. Paul Mauriat Orkestrası’ndan dinlediğimiz bu melodi eşliğinde Bahriyeli Kemal ve 5 yıl önce ‘bardan kurtardığı’ Zehra’nın konuşmaları.. Kemal ; “Seneler ne çabuk geçiyor, biliyor musun Zehra. Geçmişi düşündüm bugün, beraber geçirdiğimiz günleri. Hep iyi olarak hatırladım seni, iyi ve güzel. Bazen kendi kendime sorarım ‘Oğlum Kemal sen kimsin’ ; Gençliğini denizlerde tüketmiş garip bir adam. Üstelik akşamları da kafayı çekersin, çekilmez adamsın be. Hani elini cebine atınca binlikler çıksa neyse, o da yok. Sen benim neyimi beğendin be kızım? Benim kahrımı neden çekersin? Çeksen de ne kadar sürer bu?” Zehra ; “Bunca senedir kendini tanıyamamışsın sen. Benim bildiğim Kemal, hayatın çilesi ile olgunlaşmış, mert, dürüst, iyi kalplidir. Benim tanıdığım Kemal, iyilerin en iyisi, mertlerin en merdidir.” Kemal ; “Yahu, ben sana başka bir şeyler diyecektim. Hani, böyle yaşayıp gidiyoruz, iyi güzel ya, ne bileyim, komşular, etraftakiler, hatta yoldaki insanlar sana bana bakarlarken, onların bakışı kötü gibi geliyor bana. Öff be, kıyalım şu nikâhı da olsun bitsin bu iş. Kötü gözle bakmasınlar sana.” ‘Yumruk Yumruğa’ (1965) filminin ikinci çevrimi olan ‘Çifte Yürekli’de önce Kemal’in kardeşi Ali’yi tanıyoruz. ‘Kimseye eyvallah demeyen’ Ali’nin günleri, güzel Ayşe’ye aşık olana dek kızların kollarında ve kumar masalarında geçip gidiyor. Arkadaşı Ersun Kazançel’in (filmdeki adını öğrenemiyoruz) ‘Aysel, Nesrin, Süheyla ve Leman’a onun için ‘evde yok’ dediği sahneyi ‘Aquarius’ 33’lüğündeki (1969) ‘La Pioggia’ (Conti / Panzeri / Pace / Argenio) melodisi ile izliyoruz. Bu arada, şaşırıp, Ayşe’ye de ‘yok’ diyor. Ali ; “Gördüğünüz gibi basit bir insanım. Hayatım, yalnızca mücadele.. Babam ve annem ben çok küçükken ölmüşler. Abim, hem annelik hem babalık etti bana. Çok severim. Bazı bazı bir burukluk duyarım. Bir anne şefkati ararım..” Ayşe ; “Anlıyorum. Ben de anasız büyüdüm. Bilirim bu hisleri. Babam çok iyi bir insandır. Beni ezdirmemek için evlenmedi. Sevgisini bana verdi.” Bahriyeli Kemal, Ayşe’nin babası Rıza Bey’in gemisinde çalışan ‘ekmeğine haram katmamış’ bir babayiğittir. Geminin kaptanı Ekrem, bir kaçakçılık çetesi için çalışıyor. Önlerindeki en büyük engel yine Kemal’dir. (Filmde bile olsa, böyle kişilerin varlığı çok güzel.) Bahriyeli, tam da o günlerde yıllardır beraber olduğu Zehra ile evlenmeyi düşünüyordu. Çetenin ‘Ressam’ patronu Şemsi.. Onunla evinde (Suat Sadıkoğlu’nun Ortaköy’deki yalısı) bir ‘nü’ resim yaparken ve ‘Le Passeger de la Pluie’ albümündeki (1970) çok güzel bir melodiyle, ‘Serenade to Summertime’ (Atkins / Reed) ile tanışıyoruz. (Bir ara, çalışmasına ara verip dürbünle komşu evdeki kadını seyrediyor.) Kemal’in engellemesiyle zor durumda kalan çete, onu, önce ‘iyilikle’ yola getirmeye çalışır. Baskıdan huzursuz olan ve kötü şeyler olacağını anlayan Bahriyeli, bir akşam ‘birkaç kadeh içmek için’ çağırdığı Ali’ye şunları söylüyor ; “Bu dünyada iki kişiyiz.. Şimdi bir de ‘köroğlu’ katılıyor aramıza. Bana bir şeyler olursa onu yalnız koma..” Kardeşi ortada hoş olmayan bir durum olduğunu anlıyor ama Kemal konuyu geçiştirir. Yapılan akçalı önerileri geri çevirmesi üstelik onları polisle korkutması çete için bardağı taşıran son damla olur ; “Azrail’e mektup yazdı öyleyse.Tenha bir yerde çeviriverin yolunu. Kaybediverin ortalıktan.” Galata Köprüsü yakınlarında ‘kaza süs verilerek’ öldürülür. “Deniz, yakında sahile atar cesedi.” Sonraki sahnelerin birinde, avaz avaz bağıran bir gezici gazete satıcısı görüyoruz ; “Yazıyor.. Yazıyor.. Denizden çıkan cesedi yazıyor.” Bu zor günlerde Ali ve Zehra’nın en büyük yardımcısı Ayşe’dir ; “Seni anlamaya çalışıyorum. Ama, bu şekilde yaşayamazsın ki.. Bütün bir hayat kin ve intikam duyguları işle yürütülemez. Kavganı kendinle yapman, bu hisleri öldürmen lazım.” Ancak çetenin kaybedecek zamanı yok. Rıza Bey’in gemisini kaçakçılıkta kullanabilmek için, son çare olarak Ayşe’yi kaçırırlar. Artık onları Ali’nin elinden kurtarabilene aşkolsun. Gemi dolu Haliç.. ‘Le Meteque’ (1969) (Moustaki) melodisi. Şemsi’nin adamlarından Kerim’, Bahriyeli’yi ‘çeteye karşı hoşgörülü olması için’ kandırmaya çalışıyor.. Kerim ; “..Allah biliyor ya, sevdiğim için açık ediyorum sana, hayatınla oynuyorsun. ‘Evet’ deyip yap şu işi. Yoksa sonu kötü olacak.. Benden söylemesi.” Kemal ; “Eee, kes be. Kuru gürültüye pabuç bırakacak adam mıyım ben. Bugüne kadar namusumla yaşadım, bundan sonra da haram işe girmem.” (Bu sırada, arka plandaki geminin üzerinde, gelmiş geçmiş en güzel ismi okuruz ; ‘Mustafa Kemal’) (Yazan: Murat Çelenligil)
Çifte Yürekli Resimleri ve Videoları
Çifte Yürekli
Kadro: Yılmaz Güney , Ülkü Özen , Altan Günbay , Ece Cansel , Atilla Ergün , Ersun Kazançel , İhsan Gedik , Benan Öz , Muammer Gözalan , Melek Görgün , Hakkı Kıvanç , Erdoğan Seren , Süheyl Eğriboz , Yaşar Güçlü , Mehmet Büyükgüngör , Yavuz Selekman , Ahmet Şenses , Kadriye Fidan , Giray Alpan , Cevat Alkan , Oya Demirtaş , Ayşin Sümer , Ayten Eryılmaz , Ali Demir , Sadettin Erbil , Abdurrahman Palay , Abdurrahman Palay , Zafer Önen , Rıza Tüzün , Nevin Akkaya
Yönetmen: Semih Evin
Senaryo: Semih Evin, Muammer Altan
Yapımcı: İrfan Atasoy
Müzik:
Görüntü Yönetmeni: Ali Yaver
Tür: Aksiyon, Duygusal, Macera
Ülke: Türkiye
Vizyona Giriş Tarihi:
0 yorum:
Yorum Gönder