‘Quiereme Mucho’ (Yours) (1931) (Gonzalo Roig) (İngilizce sözler Jack Sherr); “This night has music, the sweetest music//It echoes somewhere within my heart//I hold you near me, oh darling, hear me//I have a message I must impart.” Memo, denizde boğulmaktan kurtardığı genç kızı, bu kez neredeyse ‘öpücükleriyle boğacak’; “Fatma, parmağındaki yüzüğü çıkarıp atacağız. Birbirimizin olacağız. Başka türlü olmasına imkân yok. Seni çok seviyorum. Çok seviyorum seni. Dünyada kimse bizim aramıza giremez. Sen benimsin Fato, benimsin.” Aynı adlı romanın (2. basılış 1963) (Muazzez Tahsin Berkand) (İnkılâp ve AKA Kitabevleri) siyah beyaz Yeşilçam uyarlaması. “Gençlik bir rüzgârdır//Gelmeyen ilkbahardır//Birleşen gönüllerde//Kalan hatıralardır/ /**//Ah, gençlik rüzgârı//Aşkımın baharı.” Jenerikteki 22 İstanbul resmini (Galata Köprüsü, Taksim Meydanı, Haydarpaşa, Ortaköy Camisi, Beyazıt Camisi ve Meydanı) Semra Atılay, Sevim Şengül ve İsmail Demirdöğen’in söylediği ‘Gençlik Rüzgârı’ (beste Metin Bükey) ile izliyoruz. Kızkulesi’ne bakan Salacak (romanda ‘Beylerbeyi’). Çok eskiden buralara ‘Körler Şehri’ derlermiş. Kahramanımızın adı Fatma Nur. “Ama beni bir kişi Fato diye çağırır. Ve ben O’nu Memo diye çağırırım.” Mehmet Ali ile 8-10 yaşlarında başlayan çocukluk aşklarını ancak filmin sonunda söyleyebileceklerdir. Fatma’nın babası Turgut Bey, İstanbul’da bir şirkette çalışıyor (kitapta ‘mağazası var’). Eskiden varlıklı bir ailenin çocuğuymuş. O zenginlikten kala kala, karısının ‘fare yuvası’ dediği bir köşk kalmış. Son zamanlarda işleri pek iyi değil. Üstelik evliliği de sallantıda. Gülçin ‘bir kadının, hele güzel bir kadının kürkler, arabalar, Avrupa seyahatleri ile mutlu olacağını’ düşünen biri. Kocasının veremediklerini başka erkeklerde bulmuş (sf. 4-5). Evinden çok Orhan’ın ‘34 DE 390’ plakalı ‘lüx’ arabasında ve yatağındaydı. Bir gece öpüşmelerini gören Memo “Ama herkes her kadını öpemez ki. Senin anneni de yalnız senin babanın öpmesi lazım” demişti. Fato’nun çocukluğu huzursuz bir ortamda geçiyor. Tek mutluluğu babası ile piyano çalmak. Dede Efendi’nin Rast şarkısı ‘Yine Bir Gül-Nihâl’i çaldıkları ‘konserin tek dinleyicisi Memo olurmuş’. Mehmet Ali, kahramanımız için bir sığınak. “O, ben demektir.” Babasından sonra en sevdiği kişi. Memo için de en önemi şey, Fatma’nın bütün isteklerini yerine getirmek, istemediklerini yapmamaktır (sf. 17). Akordeonlu sokak şarkıcısı Selahi İçsel’den öğrendikleri ‘Gençlik Rüzgârı’ şarkıları olacakmış. Nerde olurlarsa olsunlar dinleyince birbirlerini hatırlayacaklar. Romandaki melodi ise ‘Ayışığı Sonatı’ (1801) (Beethoven). Babasının denizde kaza geçirmesi ve annesinin evden kaçışı aynı günde. Doktor Nubar Kamçılı’ya göre Turgut ‘bir daha hiç yürüyemeyecekmiş”. Gülçin, yalvar yakar, geri gelmesi için ikna ediliyor. “Annem o gün eve döndü. Dönmeseydi daha iyi olurdu. Bunu seneler sonra daha iyi anladım. Zavallı babam için böylesi çok fena bir hayat olmuştu. Felçli ayaklarının ıstırabına bir yenisi daha eklenmişti. Böylece seneler geçti. Annem... senelerin intikamını almaya devam ediyordu.” Zaman, tüm yıkıcılığını Turgut’a karşı kullanmış. Gülçin ise ‘eskisinden de güzel ve merhametsiz’. Kocası dışında, her erkeğin kadını (sf. 34). Yıllar sonra, Fatma ve Mehmet Ali, Teknik Üniversite’de okuyorlar. Genç kız kimya, delikanlı tekstil mühendisi olacak. ‘Desafinado’ (1958) (Antonio Carlos Jobim) ile başlayıp ‘The Loco-Motion’ (1962) (Carole King / Garry Goffin) ile biten okul çayında Fehmi’nin Fatma’ya olan ilgisi kıskançlığa neden olur. Mehmet Ali, biraz kırıcı bir şekilde uyarıyor; “Bana bak Fato! Etrafında bir sürü adam dolaşıyor. Hepsi senden bir takım şeyler ümit ediyor. Senin annenin ne kötü durumda olduğunu hepsi biliyor. Dedikodu her tarafı sardı anlıyor musun? Annenin durumundan kuvvet alarak, hepsi sana karşı cesaretli hissediyorlar kendilerini.” Oysa Fato’nun da en istemediği şey ‘o ananın kızı’ olarak anılmak. Memo’ya olan kızgınlığı ile Fehmi’nin sinemaya gitme davetini kabul eder. ‘Bir Hizmetçi Kızın Hatıra Defteri’nde (1963) Orhan Günşiray, Fatma Girik’i öperken, Fehmi de yanındaki Fatma ile ilgiliydi. Elini kolunu tutmaya çalışır. Sonra evine götürüp daha ileri gider. Makaralı teypte Fausto Papetti’nin ‘1a Raccolta’ (1960) uzunçalarındaki ‘Till’ (1957) (beste Charles Danvers) var. Eserin romantikliğinden farklı olarak Fehmi saldırıp öpmeye çalışıyor. Genç kız kendini güç bela sokağa attığında Memo ile karşılaşır. Meğer Onları izlemiş. Kötü bir şeyler olacağını hissediyoruz. Ama bu ‘acımasız sahne’ için daha uygun bir yer seçilebilirdi; ‘İstanbul K. 86 528’ plakalı kamyonun yakınındalar. Delikanlı, “Ah Memo, bilsen…” diye bir şeyler anlatmaya çalışan Fato’yu suçluyor; “Seni kurtarmaya çok çalıştım ama muvaffak olamadım. Kanın bozukmuş meğer. Sen de annen gibi oldun. Kötü bir kadın. Her erkeğin kadını.” Sonra “Avrupa’ya tahsile gider”. Yolları, geçici bir süre için ayrılır. “Memo gittikten sonra her şey öylesine değişti, değişti ki… Üniversiteyi bitirmem bile büyük bir olay değildi. Hatta bir Amerikan şirketinin Türkiye’de kuracağı büyük tekstil fabrikası için bir teklif almam ve iki sene Amerika’ya davet edilmem bile beni düşündürmüyordu.” ‘Ta ki o meşum geceye kadar’. Gülçin işi ilerletmiş. Sayısını karıştırdığımız sevgililerini artık eve alıyor. Buna dayanamayan Turgut, karısını yaralayıp aşığını öldürür. ‘Hafifletici sebepler mevcut olduğundan 2 yıl hapse mahkûm olur’. Senaryonun bu kısmı çok hoş. Fato’nun Amerika’daki çalışması da, tesadüfen, bu kadar. “Babamın bütün arzusu O’nun hapiste geçireceği iki seneyi benim Amerika’da geçirmemdi.” Bundan sonra adı ‘Fato’ değil Fatma Nur Erden. Kitaptan öğrendiğimize göre çalışacağı konu ‘kumaş boyası’ (sf.63). ‘Flört etmek isteyecek kişilere engel olmak için de parmağına bir nişan yüzüğü takar’. Bu ‘uydurma nişanlı, muhayyel koca’ Almanya’da ihtisas yapan Kenan adlı bir doktormuş. “All the world is//Only you and me.” Kahramanımızın New York günlerini ‘West Side Story’deki ‘Tonight’ (1961) (Leonard Bernstein) eşliğinde ve 14 Manhattan görüntüsü ile izliyoruz. ‘Hürriyet Abidesi, Birleşmiş Milletler ve Empire State binaları, Brooklyn Köprüsü’. “Amerika’da ihtisas yapmamda firmanın mümessili Mr. Ronald’ın çok faydalarını gördüm. Bu üç kişilik, çok tipik misafirperver Amerikan ailesi bana babamın yokluğunu aratmadılar. Karısı Miss(!) Janet ve oğlu Çarli benden bol bol Türkçe öğrenmeye çalıştılar (tabii, tahmin edileceği gibi Çarli, genç kıza âşık). Şimdi de İstanbul bürosunda vazife alan Ronald ailesiyle İstanbul’a dönüyoruz.” Büyük bir rastlantı ile Fatma Nur’u okyanus ötesine götüren ve geri getiren uçak aynı; ‘Pan American N 757 P’. Protokol Müdürü Hüseyin Zan tarafından karşılanırlar. ‘Şirket, misafirlerine hususi spor bir araba tahsis etmiş’. ‘34 AH 992’ plakalı Pontiac-Parisienne’i ‘Beyoğlu Piliçleri’ (1963), ‘Tamirci Parçası’ (1965), ‘Bar Kızı’ (1966), ‘Kolejli Kızın Aşkı’ (1966) filmlerinden anımsıyoruz. Turgut Bey’i ziyarette bir sürpriz var. Bastonla da olsa artık yürüyebiliyor. Ertesi hafta tahliye olunca Salacak’taki eve yerleşirler. Ama asıl, fabrikanın yeni müdürü ile tanışırken şaşırıyoruz. Çarli’nin söyleyişi ile ‘Törkiş Dayrektır’ tanıdık biri; Mehmet Ali Akman. Yani bizim Memo. Fatma kararsızlık yaşıyor. ‘İşi bıraksa büyük bir tazminat ödemek zorundaymış’. ‘Historia de un Amor’ (1956) (Carlos Eleta Almaran). Bu şarkıyı Gloria Lasso’nun sesiyle ve Fransızca olarak dinliyoruz; ‘Histoire d’un Amour’. Müdürümüzün şerefine bir parti verilmiş. Herkes dans ediyor. Fatma çok soğuk ve hâlâ ‘olmayan nişanlının korumasında’. Mehmet Ali, işin içyüzünü Çarli, Fehmi ve Turgut Bey ile konuştuktan sonra anlayabilecektir ancak. Günler birbirlerini kıskandırmakla geçiyor. Şaşırtıcı bir başka durum da, onca eğitimine karşın Fatma Nur’un görevi telefonlara bakmak, dosya getirip götürmek. “The stars at night are big and bright//Deep in the heart of Texas.” Çarli’nin ‘Deep In The Heart Of Texas’ (1941) (Don Swander / June Hershey) şarkısını söylediği gece Fatma ‘bütün gazinoları dolaşmak ister’. “Kader böyle imiş//Ne söylesem boş//Gece gündüz dolaştım//Aşkınla sarhoş” (Coşkun Erdem). Beyoğlu’nun en kötü gazinosunda hiç ummadığı birisiyle karşılaşır. Annesi Gülçin (yeni adı ‘Ayla’) konsomatrislik yapıp Semra Atılay’ın sesi ile şarkı söylüyor. Kızının tüm ısrarına karşın, zavallı kadın o karman çorman yaşamdan kopamaz. Zaten birkaç gece sonra ‘Açılırsın Güzelim/Prozit’i (Sadettin Kaynak) söylerken öldürülecektir. Fatma’nın bunu öğrenmesi ‘Zigeunerweisen’in (1878) (Pablo de Sarasate) ilk 10 notası ile. Mehmet Ali, sevdiği kıza kavuşmak için son bir adım daha atar. Çarli aracılığı ile ‘5 yıllığına Amerika’ya gideceğini’ duyurur. Artık bu kadarına dayanamayan Fatma havaalanına koşuyor. Orada, nihayet, sevgililerin birbirine sarılması ile bu hasret sona erer. Kitap biraz farklı. Evi terk eden Gülçin geri gelmiyor. Turgut’un felç olması; Karısını ve dostunu vurup hapse girmesi; Ayla adı ile şarkıcılık yok. Ölümü de bir trafik kazasında. ‘Besame Mucho’ (1940) (Consuelo Velázquez). Sahnedeki sarışın sanatçı Connie Francis’in sesi ile [‘Spanish and Latin Favorites’ (1960) albümündeki şarkıyı] söylüyor. Mehmet Ali de, bir elinde içki bardağı diğerinde sigara, dans eden Fatma Nur ve Çarli’yi seyrediyor. Çarli; “Ah, Fatma! Your eyes çok güzel. Sana ben bayılmak. I love you very much. ‘Love is a many splendored thing’.” Fatma; “Stop Çarli stop! Etraftan duymak var. You are very crazy. Sen bir devekuşusun.” Çarli; “No! No Fatma no, ben eşşek. Very eşşek. Çünkü sevmek seni ve kalmak hayatta.” ‘Üç Kağıtçı’ (1981) filminde Kemal Sunal’ın canlandırdığı Rıfkı da “Altı senedir Almanya’da kaldığım için Türkçeyi unuttum… Almancayı Alman gibi konuşuyorum da Türkçeyi Türk gibi konuşamıyorum artık” diyecektir. (Yazan: Murat Çelenligil)
Gençlik Rüzgarı Resimleri ve Videoları
Gençlik Rüzgarı
Kadro: Türkan Şoray , Ediz Hun , Neriman Köksal , Süleyman Turan , Bedia Muvahhit , Nuri Altınok , Reha Yurdakul , Ertuğrul Bilda , Şule Erhal , Sadi Mutlu , Özdemir Han , Ahmet Turgutlu , Hüseyin Zan , Asım Nipton , Hüseyin Salıcı , Fatoş Öztan , Osman Türkoğlu , Nubar Kamçılı , Ayhan Altunç , Baykal Kent , Jeyan Mahfi Tözüm , Merih Dinçoy , Mustafa Yavuz , Selahattin İçsel , Nevin Akkaya , Agah Hün , Rıza Tüzün , Zafer Önen , Abdurrahman Palay , Fuat İşhan , Jeyan Mahfi Tözüm
Yönetmen: Nejat Saydam
Senaryo: Nejat Saydam
Yapımcı: Murat Köseoğlu
Müzik: Metin Bükey, Tuncer Aydınoğlu
Görüntü Yönetmeni: Melih Sertesen
Tür: Dram, Duygusal, Komedi
Ülke: Türkiye
Vizyona Giriş Tarihi:
0 yorum:
Yorum Gönder